uzay mekiği çekmek için nasanın şınavlarına hazırlanan cevdet, dersanenin vermiş olduğu testlerdeki bir soruya takılıp düştü.
gözünü hastanede açan cevdet, yanındaki hasta bakıcıya 'ne bakıyon lan' dedi. sinirlenen hasta bakıcı, cevdet yesin diye getirdiği tabldotu yataktan uzaklaştırırken 'aç kal da, aklın başına gelsin cevat' dedi. isminin yanlış söylenmesine sinirlenen cevdet,hasta bakıcıya 'ufak at da civcivler yesin hemşire hanım' diye cevap verdi. fakat o sırada hasta bakıcı odadan çıkmış olduğundan cevdeti duymadı. buna da sinirlenen cevdet, yemeğe uzanayım derken, hastanenin ona taktığı seruma takılıp düştü.
gözünü sınavda açan cevdet, farketti ki son sorudaydı. daha önceki soruların hepsi yapılmış, geriye sadece bu soru kalmıştı. bunu bilebilirse o bok varmış gibi çok isteği nasasına kavuşabilir, artık derslerini onun üstünde yapabilirdi. annesigil çok üstelemişti halbuki, oğlum masayı burositten alalım diye ancak cevdet kulağındaki duyma problemlerinden kelli olacak, nasasını kendi kazanmak istiyordu. hatta yeterince iyi bir şınav süreci geçirirse, tekerlekli sandelet bile verirler diye aklından geçiriyordu.
hep o televizyonda gördüğü sıtefın havkink şerefsizi yüzünden başına geliyordu bunlar. okuldan geldiğinde tv de kadın programları izlemesin diye ailesi bunun beynine beynine neşınıl cografik olsun, diskavıri çenıl olsun vermişlerdi. aslen moronyanın bir ilçesinden olan cevdet de bu ani bilgi birikimi beyninde koyacak yer bulamamış, keratanın beyninin pekmezi akmış, yazıklar olmuştu.
son soruyu kafasından atan cevdet, midesinde garip bir karıncalanma hissetti. evet, aşktı bu. ama etrafta kimsecikler yoktu. kime, nasıl aşık olmuştu. kafası karıştı. intihar etmek istedi. candan atladı, muhittin onu düşmeden yakaladı. 'aman tanrım' dedi. uzun eşşek olmuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder